Bazı zamanlar vardır, çaresizliğinizi daha çok hissedersiniz.. .
İşte bu hissiyat içinde düşüncelerimi paylaşmak istedim..
Son günlerde Taksim Gezi Parkındaki olayları içim cızlayarak
seyrediyorum. Bir kısım duyarlı insanın sadece doğayı korumak için maruz
kaldığı sıkıntıyı gördükçe üzülmemek elde değil. Doğanın tahribinin sebebi ise
oraya kapitalizmin bize en büyük armağanlarından biri olan süslü püslü allı
pullu bir AVM yapılması..
Bu meselenin iki ciheti var; birincisi doğanın tahribi ile
ilgili. Resulullah 'Hurma sizin halanızdır' diyip her ağacı akrabamız
gibi benimsememizi istiyor. Efendimiz tarafından “Kıyamet kopmaya
başladığında birinizin elinde bir ağaç fidanı bulunsa, kıyamet kopmadan onu
dikmeye gücü yeterse hemen diksin” sözlerine muhatap olan bizlerin tek bir
ağacı incitirken bile vicdanımızın sarsılması gerektiğini düşünüyorum.
Meselenin öbür ciheti ise kapitalist zihniyetin bize dayattığı
AVM modası…
“Boş bulduğunuz yere AVM açın.
AVM dikecek bir boşluk
bulamadıysanız orada olanı yıkıp yerine AVM yapın.
AVM ile gençliğin isyanı ne
alaka değil mi?
Hafta içi okul saatinde
AVM'lere gidin bir bakın.
Oradaki karşılaşmayı bir
görün. Parası olanlarla olmayanların karşılaşmasını. Mesela Bakırköy'e bir
uzanın.
Gençlerin yüzündeki isyanı,
öfkeyi, hasedi bir görün.
Aile terbiyesi mi dediniz?
Oysa ben size ne vakittir AVM
terbiyesi diye bir şeyden bahsediyorum.
AVM terbiyesi evet. Y
kuşağını, AVM terbiyesinin kodları ile düşünün”
diyor çok sevdiğim bir yazar.
Adım başı AVM açılıp insanlar binalara tıkıştırılıyor, süslü
vitrinler vesilesiyle ihtiyacı olmamasına rağmen almaya teşvik ediliyor, zamanı
geldiğinde ödenemeyen kredi kartları giderek büyüyen faiz yükü altında yüzlerce
binlerce insan eziliyor.. Yuvalar yıkılıyor, intiharlar artıyor, depresyon
hastalığı her yanımızı sarıyor... Düşünebiliyor musunuz kimi insanlar
bunaldığında, içi sıkıldığında “alışveriş yaparak” kendini rahatlatıyor.. Ve en
acısı da bunlar bize çok normalmiş gibi sergileniyor…
Demek istediğim şu ki, AVM’lerin açılması gibi kapitalist
adımlar hiç de görüldüğü gibi masum değil, bu adımların çok geniş bir etki
alanı var; bize tüketim toplumu olmayı, bizim için aslında pekçoğu lüks
olabilecek ürünleri ihtiyacımız haline getirerek bütçemizi sadece kendimize
ayırmamızı, böylece infakı azaltmamızı sağlıyor… Zenginler zenginleşiyor,
fakirler fakirleşiyor; bir taraftan birileri kendini koruması için yüz Mercedes
kiralarken, öbür taraftan insanlar Allahın kendilerine verdiği rızkı zenginler
vesilesiyle vermesine rağmen zengin onun hakkını vermediği için açlıktan
ölebiliyor. Manevi değerler yok oluyor, üstünlük takvada olması gerekirken
maddi kıstaslarda oluyor..
Hepimizin vatanının doğal güzelliklerini koruyan vatandaşlara
katılamasak da, elimizden hiçbirşey gelmese de en azından dua edelim, Allah
insanlara doğayı harap etmeyi nasip etmesin diye..
Çevremize karşı duyarlılığımızın ve bilincimizin
artması duası ile…