10 Mayıs 2013 Cuma

Alıntılar...

Ahlak-ı Nebi kitabından..

Resulullah (SAV)'in koyunları vardı. Fakat koyunlarının sayısının yüzü geçmesini istemezdi, artış olursa fazla geleni keserdi.

Yanlışlıkla birine bir eziyet verecek olsa kendisinden kısas aldırırdı.

Bir kol etine davet edilse elbette icabet ederdi, kendisine bir paça dahi hediye edilecek olsa elbette kabul ederdi. 

Resulullah (SAV)'den ne istenilse mutlaka verirdi.

Uhud muharebesinde kendisi yaralanmış, alnı şerifi yarılmış ve mübarek dişi kırılmışken, sahabe-i kiram kendisinden kafirlere beddua etmesini istediklerinde,
"Ben lanetçi olarak gönderilmedim, lakin davetçi ve rahmet olarak gönderildim. Ey Allah! Kavmimi hidayet et, çünkü onlar bilmiyorlar" buyurdu.
Allah-u Teala'dan çok utandığı bilinmektedir...çocukluğunda Kabe'nin imarı için amcası Abbasla (RA)la taş taşımıştır. 
Bu esnada taşı peştemaline koyunca peştemali açılmış, peştemalini tekrar kapatıncaya kadar geçen kısa bir zaman içerisinde utancından bayılıp yere düşmüştür.

Bir kişinin mazereti geçersiz olsa bile, Resulullah (SAV) özür dileyenin mazeretini kabul ederdi ve;
"Kimin din kardeşi bir suçtan dolayı özür dilemek üzere kendisine gelirse, o kişi mazeretinde haklı da olsa haksız da olsa, o onun özrünü kabul etsin, eğer bunu yapmazsa Havz'ın başında benim yanıma gelemez" buyururdu.

Resulullah (SAV) kendisini davet eden herkesin yemeğine icabet ederdi, tanıdığı ve tanımadığı bütün Müslümanların cenazelerinde bulunurdu.

İnsanların en fazla tebessüm edeniydi. 

Çok sıcak yemek yemezdi ve:
"O bereketsizdir, o halde onu serinletin. Şüphesiz ki Allah bize ateş yedirmemiştir" buyururdu.

Resulullah (SAV) önüne gelen taraftan yerdi ve üç parmağıyla yerdi. Bazen dördüncü parmaktan yardım aldığı da olurdu. ama asla iki parmakla yemezdi ve 

"Şüphesiz o şeytan işidir" buyururdu.
Resulullah (SAV)'e bir kere içerisinde süt ve bal bulunan bir kap getirdiklerinde onu içmekten geri durdu ve:

"Bir meşrubat içerisinde iki şerbet ve bir kap içerisinde iki katık olursa, benim bunlara ihtiyacım olmaz. Ama ben bunları haram etmiyorum lakin dünya bakımından fazlalıkla övünmeyi ve bundan dolayı hesaba çekilmeyi kerih görüyorum. Ben bütün hallerimde Rabbim Azze ve Celle için tevazulu olmayı seviyorum çünkü kim Allah için tevazu gösterirse Allah onu yüksek eder" buyurmuştur.

Bir bedevi mescide girip idrar yapınca Resulullah (SAV) onun idrarını yarıda kesitrmek isteyen ashabını engellemek üzere:

"Siz ancak kolaylaştırıcılar olarak gönderildiniz, güçlük çıkarıcılar olarak gönderilmediniz" buyurdu.
O Arabi idrarını bitirince kısık sesle ona: 
"Mescidler ancak Allah için yapılmıştır, idrar için yapılmamıştır" buyurdu.