Hz. Musa A.s Hergün halkın içine karışıp halkın dertlerini
dinler ve Rabbine dua edermiş. Birgün yine Halkın içinde gezerken bir çift
yaklaşmış ve Ya Musa; Bizim çocuğumuz olmuyor bize derman demişler, Musa A.s o
gece Rabbinde dua etmiş. ve " Onların asla çocuğu olmayacak asla döl
tutmayacaklar" cevabını almıs. Aradan yıllar geçmiş ve Hz. Musa a.s yine
halkın içinde gezerken bu çifte rastlamış çiftin yanında birde çocuk varmış.
Ya Musa bizim çocuğumuz demiş çift.
Hz.Musa; Rabbim bu çift için asla çocuğu olmayacak demiştin bunun hikmeti nedir diyince Allah Cc. Ben onlar için, kesinlikle cocukları olmayacak dediğim halde onlar benden umudu kesmediler bu yüzden şimdi çocukları var" buyurdu.
Ya Musa bizim çocuğumuz demiş çift.
Hz.Musa; Rabbim bu çift için asla çocuğu olmayacak demiştin bunun hikmeti nedir diyince Allah Cc. Ben onlar için, kesinlikle cocukları olmayacak dediğim halde onlar benden umudu kesmediler bu yüzden şimdi çocukları var" buyurdu.
--------
Ebu Hüreyre
(radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Bir grup, Kitâbullah'ı okuyup ondan ders almak üzere Allah'ın evlerinden birinde bir araya gelecek olsalar, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah'ın rahmeti bürür. Melekler de kanatlarıyla sararlar. Allah, onları, yanında bulunan yüce cemaatte anar.
----
Güzel seven bir ekmekçinin yanına iki kişi gelse, bir
tanesi ihtiyar, bir tanesi de güzel bir delikanlı olsa.
İkisi de ekmek isteseler ekmekçi hemen bir somun kapıp al deri ihtiyara verir. Öbür boyu boyu güzel olana hemencecik ekmek verir mi? Onu geciktirir. Der ki: bir zamancağız bekle hele. Evde taze ekmek pişiriyorlar. O sıcak ekmek bir müddet sonra gelse bile yine hele otur der, helva da gelecek şimdi. Böyle , böyle onu geciktirir, oyalar gizli bir yoldan avlamaya başlar. Benim seninle bir müddet işim var. ey dünya güzeli, bekle hele der. İşte müminlerin iyiden kötüden bir murada hemencecik nail olamamaları iyice bil ki bu yüzdendir.
İkisi de ekmek isteseler ekmekçi hemen bir somun kapıp al deri ihtiyara verir. Öbür boyu boyu güzel olana hemencecik ekmek verir mi? Onu geciktirir. Der ki: bir zamancağız bekle hele. Evde taze ekmek pişiriyorlar. O sıcak ekmek bir müddet sonra gelse bile yine hele otur der, helva da gelecek şimdi. Böyle , böyle onu geciktirir, oyalar gizli bir yoldan avlamaya başlar. Benim seninle bir müddet işim var. ey dünya güzeli, bekle hele der. İşte müminlerin iyiden kötüden bir murada hemencecik nail olamamaları iyice bil ki bu yüzdendir.
----
Fatih, Ayasofya medresesi yapıldığında kendisi için bir oda istemiş. Öprenci ya da müderris olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş. Sınava girmiş, kazanınca isteği yerine gelmiş.