22 Mayıs 2009 Cuma

Sağırın Hasta Ziyareti

Dün Kurtlar Vadisinde Ömer Baba Mesnevi'den bir hikaye anlattı. Hikaye şöyle:

Bir gün anlayışlı yol, yordam, hal hatır bilen bir zat bir sağıra: "Komşun hasta" diye haber verdi. Bunun üzerine sağır düşündü ve kendi kendine: "Bu sağır kulaklarla komşumun sözünü anlamam mümkün değil, fakat yine de gitmek lazım gitmezsem olmaz." diye düşündü. Sonra kendi kendine şöyle dedi: "Hastayı ziyarete giderim ona: "Ey benim sevgili dostum nasılsın?" derim o zaman elbetteki "İyiyim, hoşum şükürler olsun." diye cevap verecek. Ondan sonra: "Ne çorbası yedin?" diye sorarım. O da: "Mercimek çorbası." diye cevap verecek o zaman ben de: "Afiyet olsun, dedikten sonra hekimlerden kim geliyor, seni kim tedavi ediyor?" diye sorarım. O: "Filan hekim." deyince: "O hekimin ayağı çok uğurludur, o çok usta bir tabiptir o geldi mi işin yolunda demektir. Biz de onu denedik neye elini sürerse, kimi tedavi ederse onun işi tamam demektir." derim. Sağır kafasında soruları ve cevapları kurarak komşusunu ziyarete gitti; selam verdi: "Nasılsın komşun?" diye sordu. Komşusu inleyerek: "Ölüyorum." dedi. Sağır daha önce düşündüğü ve tasarladığı gibi: "Çok şükür." deyince buna hastanın canı çok sıkıldı. "Bu ne biçim komşu, galiba benim kötülüğümü düşünüyor." diye düşündü. Tam bu sırada: Sağır devam etti: "Ne yedin?" diye sordu. Hasta kızgınlıkla: "Zehir!" dedi. Sağır sükunetle: "Afiyet olsun." dedi. Bunun üzerine hasta iyice sinirlendi, fakat sesini çıkarmadı, sağır devam etti. "Tedavi için hekimlerden kim geliyor?" dedi. Artık dayanamayan hasta: "Azrail geliyor!" diye bağırdı. Bunun üzerine sağır: "Ha o mu, onun ayağı çok uğurludur, artık üzüntüyü bırak sevin, neşelen." dedi. Artık hastanın üzüntüsünün sınırı yoktu, adeta kahrolmuştu. Sağır, komşuluk hakkını ödedim, hasta komşumun halini hatırını sordum diye sevinerek dışarı çıktı. Hasta bu sırada: "Bu adam benim düşmanımmış, kötülüğümü istiyormuş, bugüne kadar anlayamamışım." diye düşünüyordu.

Çok yakın zamanda bu hikayeyi okuduğumda bundan çıkarılması gereken ders nedir ki diye düşünmüştüm; cevabı Ömer Baba'dan aldım: Hikayeyi anlatmasının sebebi, Polat'ın hanımının sıkıntısına karşı "sağır" kesilip, sormadığı için sıkıntısı olmadığını düşünmesi idi. Sonuç olarak çıkarılan ders şudur; hikayedeki sağır gibi olup da başkalarının sıkıntıları olmadığını düşünerek dinlememezlik etme...